Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

231) Oruçluyu İftar Ettirmek (Bir Oruçluyu İftar Ettirmenin Ve Kendisi Oruçluyken Yanında Yemek Yenen Kimsenin Fazileti, Y

231) Oruçluyu İftar Ettirmek (Bir Oruçluyu İftar Ettirmenin Ve Kendisi Oruçluyken Yanında Yemek Yenen Kimsenin Fazileti, Yiyenin Yedirene Dua Etmesinin Sevabı)


Bu bölümdeki üç hadisten, oruçluya iftar ettirenin oruçlu kadar sevap kazanacağını, oruçlu bir kimse başkasına yemek ikram ederse, yemek bitinceye kadar meleklerin o kişiye dua ettiklerini, Rasulullah (s.a.v.)’ın yemekten sonra yaptığı duayı öğreneceğiz. [1]



1268. Zeyd ibni Halid el-Cüheni (r.a.)’dan bize aktarıldığına göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim bir oruçluyu iftar ettirirse oruçlunun sevabı kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.”[2]



1269. Ümmü Umâre el–Ensâriyye radıyallahu anhâ'dan nakledildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bir gün Ümmü Umâre'nin evini teşrif etti. O da hemen Resûl–i Ekrem'e yemek ikram etti. Hz. Peygamber:

– "Buyur, sen de ye!" teklifinde bulundu. Ümmü Umâre:

– Ben oruçluyum, dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Oruçlu bir kimsenin yanında yemek yiyenler yemeği bitirinceye kadar melekler o oruçluya dua ederler."

Hz. Peygamber bazan da "Yemek yiyenler doyuncaya kadar…" derdi.[3]



1270. Enes radıyallahu anh'den nakledildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, bir gün Sa'd İbni Ubâde'nin yanına geldi. Sa'd derhal bir parça ekmek ve zeytin çıkarıp Resûlullah'a ikram etti. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bunları yedikten sonra ona şöyle dua etti:

"Evinizde hep oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin, melekler de duacınız olsun."[4]



* Bu üç hadiste farz olsun nafile olsun oruç tutan kimselere iftar ettirmenin sevabını görüyoruz. Başka rivayetlerden de öğrendiğimize göre iftar ettirmek bizim bugünkü yaptığımız gibi mükemmel sofralarda onlarca çeşidin bulunduğu yemek türleriyle değil, bir hurma bir yudum su, birkaç zeytin veya bir bardak süt ile de olabilir ve kişiye aynı sevabı kazandırır.

Mükemmel sofralarda pek çok çeşitle iftar ettirememek korkusundan dolayı bugün Müslümanlar ne Ramazanda ne de Ramazan dışında evlerinde misafir ağırlama ve iftar ettirmeyi yapmamaktadırlar. Herkes gücüne göre kendi yediğinden yedirmekle bu ikram işine başlanılmalıdır. Lüks, israf, gösteriş ve reklama kaçmanın hiçbir mantığı yoktur.

Oruçlu iken başkasına yemek yedirene, “Biri yer biri bakar” diye başlayan söz de tutarsızdır, çünkü (1267 hadis öyle söylemiyor).

Kişi her zaman durumuna göre elinde ve evinde bulunandan ikram ederek misafir ağırlamalı, infak ve harcamada bulunarak fedakar olmalıdır. Mallarından bu şekilde fedakarlıklarda bulunamayanlar canlarından asla fedakarlık yaparak şehid olamazlar. [5]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 368.

[2] Tirmizi, Savm, 82.

[3] Tirmizî, Savm 66. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 46.

[4] Ebû Dâvûd, Et'ime 54. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 45.

[5] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 368.


Eserin yazarı: İmam Nevevi Eser: Riyazü-s Salihîn

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Riyazü-s Salihîn

MollaCami.Com