Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

Kur’ân’ımızı, Kitabımızı Niçin Okuyoruz, Niçin Okuyacağız?

Kur’ân’ımızı, Kitabımızı Niçin Okuyoruz, Niçin Okuyacağız?


İlk inen ayetlere uymuş olmak için; Allah’ın adına ve O’nun gönderdikleri olduğu için[1], Allah tarafından Kur’ân okumamız emredildiği için okumaktayız![2] Peygamberimizin tüm hayatı boyunca ve veda hutbesindeki son tavsiyesinde Allah’ın kitabına ve benim sünnetime tutunun diye vasiyet ettiğinden dolayı[3]; gıpta edilmesi gereken iki tür insandan birisi olmak için ki; onlardan biri Allah’ın kendisine mal verdiği, onunla gece gündüz Allah yolunda infak edip sevap kazanan, diğeri kendisine kitap verilen geceleri O kitabı okuyarak gündüz de hayatına uygulayarak ve o yolda olan kimse gibi olmak için Kurân’la beraber olacağız![4]

İnsanların en hayırlısı ve en faziletlisi olmak için;[5] okuduğumuz Kur’ân’ın herbir ayetinden istifade edip hayatımızda yaşama prensipleri olarak kabul edip okuyacağız. Değilse okuduğu boğazından öteye geçmeyen sadece edası ve sedasıyla yetinip okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkanlardan olmamak için bu ilâhî mesajı kulluk prensipleri olarak kabul edip hayatımıza yön vermesi için okuyup, öğrenip iyi ve doğru hareketler olarak hayatımıza aktarmak için okumalıyız![6]

Okuduğumuz Kur’ân’la amel eden mü’minlerden olup, tadı ve kokusu güzel meyve gibi olmak için okumalıyız. Değilse tadı acı, kokusu kötü Ebu cehil karpuzu gibi olan münafıklardan olmayalım diye[7], Kur’ân üzerinde kalplerimiz birleştiği müddetçe okuyacak, ayrılığa düştüğümüz zaman okumayı bırakacak şekilde[8], sekinenin bize inmesi, meleklerin bizi dinlemesi için gece gündüz devamlı[9]; haftada veya on onbeş günde bir hatim edecek derecede Kur’ân’ı okuyup anlamaya çalışacağız.[10]

Allah’a yakın olanlardan olmak için[11], misk dolu kaplar gibi olmak ve çevremize faydalı kokular saçmak için; Kur’ân’ın hakkını verenlerden olmak için[12], Allah’ın kitabıyla yükselteceği toplumlardan olmak[13], bir ayet öğrenmenin yüz rekat namaz kılmaktan daha hayırlı olması hasebiyle[14]; en hayırlı ilaç ve tedavi yöntemi Kur’ân olduğu için O’nu çok okuyup O’nunla tedavi olmak için[15], hayız ve cünüp olmadığımız hallerde[16] abdestli ve abdestsiz bile olsa[17] Kur’ân’ı okuyup okutacağız.

Öğrenip unutmamak için, devamlı tekrar ederek[18], bir ayet bile olsa öğrenip başkalarına ulaştırmak[19], seçkin sahabilerin birbirlerine Kur’ân, hadis öğrettikleri gibi olmak için[20], ilmin en büyük felaketi unutmak olması dolayısıyla kitabımızı unutmamak için[21], harabe bir ev gibi olmamak için Allah’ın ziyafet sofrası olan Kur’ân’dan nasibimizi almak için[22]; ve herbir harfine en az on sevap alacağımızı bildiğimiz için bu Kur’ân’ı okuyup okutacağız.

Evlerimiz bereketle dolsun, tüm şeytanlar evlerimizi ve işyerlerimizi terketsin için, ahirette şeref elbisesi giyebilmek ve Allah’ın rızasını kazananlardan olmak için, pekçok semiz develere sahip olmaktan daha hayırlı bir iş yapmış olmak için, melekler hakkımızda bağışlanmada bulunsunlar için ve Allah’ın sapasağlam ipine tutunmuş olmak için, Allah’ın azap etmeyeceği kalplerden olan Kur’ân’ı belleyen ve saklayan kalplilerden olmak için ve Allah’ın himayesinde ve terbiyesinde kalabilmek için Kur’ân’ı okuyup anlayacağız.

Kur’ân’ı sevip ebedi kurtuluşa erenlerden olmak için, aleyhimizde değil lehimizde şahitlik yapması için ve Allah dostlarından olmak için Kur’ân’a uyup cennete girenlerden ve cehenneme düşmeyenlerden olmak için, dünya ve münakaşa için değil Allah rızasını kazanmak için, hükmü Kur’ân’dan alıp bizi haksızlık ve sertlikten uzaklaştıracağı için Kur’ân’ı okuyup anlayacağız.

Bizden öncekilerin haberlerini, bizden sonrakilerin bilgilerini öğrenmek, büyüklenerek Kur’ân okumayı terkedip Allah’ın azabına düşenlerden olmamak, doğru yolu Kur’ân’dan başka yerlerde arayıp sapıtanlardan olmamak için, okumakla alimlerin doymadığı çok okumadan dolayı eskimeyen ve bıkkınlık vermeyen olağanüstü güzellikleri bitmeyen bir kitap olduğu için Kur’ân’ı okuyup okutacağız.

Kur’ân’a uygun görüş ortaya koyup doğru söyleyenlerden olmak ve Kur’ân’la hükmedip adil davrananlardan olmak için, Kur’ân’la amel edip sevap kazanmak için, insanları Kur’ân’a çağırıp doğru yola eriştirmek için Kur’ân’ı okuyup okutacağız.

Her gün en azından üç ayet okumamıza hiçbir engel olmadığı için kalplerimizi Kur’ân’la bayındır hale getirmek, evlerimiz O’nunla şenlendirmek, ihmal edilen bir kitap olmaması ve gönüllerimizde elbisenin eskimesi gibi eskimemesi için en çok okunacak kitabın Kur’ân olması için bu Kur’ân’ı okuyup okutacağız. Çünkü Allah sözü olan Kur’ân’ın diğer kitap ve sözlere üstünlüğü Allah’ın kullara olan üstünlüğü gibidir.

Gafil olanlardan değil, ibadet edenler olarak yazılmak için her gece ve gündüzde imkanımıza göre mutlaka on, elli, yüz, ikiyüz ayet de olsa mutlaka okuyup Kur’ân’la konup Kur’ân’la göçen kimse gibi olalım diye Kur’ân’ı baştan sona her zaman tekrar ederek okuyacağız.

Rabbimizi her an hatırlamak, Kur’ân’a yakışmayacak yorumlar yapıp kâfir olmamak, Kur’ân’ı vasıta kılıp dünyalığımızı çoğaltıp menfaat temin etmemek için okuyup anlayacak ve yaşayacağız.[23]

Bu dünyada en büyük şan ve şerefimiz olduğu için, cennette rahatlığımıza sebeb olacağı için okumaya devam edeceğiz.[24]

Ezberlemek için değil, bildiğimizi yaşamak, hayata aktarmak ve Kur’ân ahlakıyla ahlaklanmak için okumalıyız. Maalesef bugün pekçok Kur’ân hafızımız o kıymetli kitabımızı ezbere bilmekte fakat bir Türkçe meal ve tefsir okuyup ezbere bildiği Kur’ân’ı anlamadan tekrar edip durmaktadır. Bu tip kimselere Abdullah ibn Mes’ûd’un şu sözünü hatırlatmak istiyoruz: “Kur’ân hafızının Kur’ân’ın hükümlerini bilmesi gerekir. Böylece Allah’ın ne istediğini ve kendisine neyi emrettiğini anlar ve okuduğundan yararlanmış olur. Ve onlarla amel edip pratik hayatına o ayetleri aktarır. Kur’ân hafızının Kur’ân’ın emir ve hükümlerini ezbere okuyup neyi okuduğunu anlamaması ne çirkindir. Anlamadığı şeylerle nasıl amel edebilir. Onları pratik hayatına nasıl aktarabilir? Okuduklarından ne kasdedildiği kendisine sorulduğunda, cevap verememesi ne çirkindir. Böyle biri kitap yüklenmiş merkepten farksızdır.”[25]

Ve yine nakledilir ki, Basra valisi Ebu Mûsâ el-Eş’arî halife olan Hz. Ömer’e Basra’da bir çok kişinin Kur’ân’ı ezberlediğini bunlara Beytü’l-Mâl’den yardım edilmesini ister. Ertesi yıl Kur’ân’ı ezberleyenlerin kat kat çoğaldığını yine bunlara yardım yapılmasını isteyince; halife Ömer şu karşılığı verir: “Onları kendi hallerine başbaşa bırak. Korkarım ki insanlar Kur’ân ezberlemekle uğraşır ve O’nu anlayıp, kavramayı ve pratik hayatlarına aktarmayı terkederler.”[26]

Okuyan bir elçi, tebliğci, görevli olmak için[27], Allah’ın kitabını okuyan, namazı ikame eden yani devamlı kılıp kötülüklere bulaşmayan Allah için gizli açık infak eden, hiç zarara uğramayan bir kazancı elde etmek için[28]; Allah’ın ayetlerini okuyan ve bizi ahiretteki azaptan uyaran bir elçiye uymak ve böyle bir elçinin yolundan gitmek için[29], Rabbimizden gelen kitabımızı gereği biçimde okumuş olmak için[30], Bel’am gibi (yani bilip amel etmeyen türde kişiler) olmamak yani okuduğu bildiği vahyî gerçeklerden ayetlerden sıyrılıp çıkıp şeytana uymamak ve dosdoğru yolda olmak için[31], Rabbimizden bize gönderilen, vahyolan şeyleri öğrenmek için okuyup, okutacağız![32]

Nuh, İbrahim ve diğer örnek şahsiyetleri, peygamberleri öğrenip onlar gibi olmak, onlar gibi yaşamak ve örneğimiz onlar olsun diye[33], okuduğumuz Kur’ân’la imanımız artsın ve güvenceyi sadece Allah’la ve Allah’ın yolunda bulalım, başka yerlerde ve kimselerde güvence aramayalım diye[34], tüm hadis-i şerifleriyle peygamberimiz adeta aramızda iken her soracağımıza cevap bulma imkanımız varken hadis kitaplarından hadis-i şerifleri öğrenip, okuyup, anlayıp hadislere göre günlük hayatımızı ayarlamak için okuyacağız. Kâfirlerin bu gün radyolarında Kur’ân okutup sadece edasıyla, sedasıyla müslümanları oyalayıp, radyo kanallarında Kur’ân’ı maske olarak kullanıp zehirleriyle müslümanları bozmaya çalışan radyo ve medyaya karşı anlamak, yaşamak, hayatımızı Kur’ân’a göre düzenlemek için okuyacak ve okutacağız[35], başkalarının huzurunda değil, Allah’ın huzurunda secde etmek, başka sebebler için değil, Allah’ın azabından korkarak cennetini ümit ederek, ağlayarak secdeye kapanan kimseler gibi olmak için[36], apaçık ayetler okununca, yüzlerinde hoşnutsuzluk beliren kafirler gibi olmamak, okuyunca memnun olmak, hayatımızı Kur’ân’a göre değiştirmek ve hayırlı amellere koşmak ve kötü sonuçlardan korunmak için[37], bize kadar ulaşan, milyonlarca basılan, çoğaltılan, ezberlenen Kur’ân ayetlerine arkamızı dönmeyelim diye ve ayetlere karşı saçma sapan konuşmuş olmamak için[38], Allah’ın ayetlerini yalanlamış olmamak, yalanlayanlardan olmamak ve tüm okuduğumuz ayetleri kabul etmek, tasdik etmek için[39], musiki dinler gibi dinlememek, kulaklarında ağırlık olup ta büyüklük taslayanlar gibi olmamak, Kur’ân’a arkasını dönenler gibi olmamak ve kıyamet günü azapla müjdelenenlerden olmamak için bu Kur’ân’ı okuyacağız.[40]

Apaçık ayetler kendilerine okunduğunda peygamberimiz için bu adam bizi atalarımızın ibadet ettiği, uyduğu ilahlardan, sistemlerden çevirmeye çalışan biridir diyenler gibi olmamak, onların dilleriyle söylediklerini, amel ve davranışlarımızla söylememek için hayatımız ve yaşantımız Kur’ân’la düzelsin diye okuyoruz ve okuyacağız. Çünkü 21. asrın bu günkü insanı da aynı cahîlî sistemlere, beşerî sistemlere bağlanmaktadırlar.[41] (Parayı, kadını, makamı putlaştıranların yanısıra, beşeri sistemleri savunan onlarla idare olunmak isteyen cahil ve müşriklerin sayısı da hiç küçümsenecek kadar değildir.)

Okunan ayetler karşısındaki tavrımız, kafirler gibi olmasın, ahiret inancımız sağlam olsun ve ona göre amel edelim diye[42], işittik ve isyan ettik diyen yahudiler gibi olmayalım, işittik ve itaat ettik diyen müslümanlardan olalım diye[43], kendilerine gelen Kur’ân gerçeğine ve Allah’ın vahyine karşı; “Bu Kur’ân bizim içinde bulunduğumuz hayatı değiştirecek, gerçekten büyüleyici bir kitaptır” diyen kafir ve müşrik insanlar gibi olmamak ve içinde bulunduğumuz bozuk hayatı Kur’ân’a göre değiştirmek ve düzeltmek için bu Kur’ân’ı okuyacağız![44]

Geçmişlerin masallarıdır diyen kafirler gibi olmamak, hayatımızı tanzim edecek olan esasları belirleyen kitabımız, anayasamız olduğundan dolayı[45], bilgi sahibi olmak gerçek bilgiyi elde etmek ve sadece Allah’ın huzurunda eğilmek, secdeye varmak, başka yaratıklara kul olmamak, kula kulluktan kurtulup yaratana kul olmak için diğer tüm kulluk ve köleliklerden kurtulup Allah’a kul ve köle olmak için[46], okunan Kur’ân karşısında bunlar Allah’tan gelen doğru ve gerçeklerdir deyip iman etmek, önceden de iman ettiğimizi itiraf etmek için okuyup, okutacağız ve okumaya devam edeceğiz![47]

Rahmet ve öğütlerinden nasip almak, bize kafi gelen tek kitap Kur’ân’dır diyebilmek için[48], kadın ve erkekler olarak evlerimizde okunan başka kitaplar olmasın, başka kitap, mesaj ve kanallarla kafalar ve kalbler harab olmasın, sadece ve sadece okunan ve hafızalarda tutulan tek kitap Kur’ân olsun, elimizden düşmeyecek olan kitap Kur’ân olsun için başucu ve müracaat kitabımız Kur’ân olsun diye devamlı gündemimizi Kur’ân meşgul etsin diye[49], Kelime-i Şahadet ve Kelime-i Tevhid’le Allah’ın dışında ilah, itaat edilecek kimse kabul etmeyeceğimizi beyan etmiş olmak ve inancımızda devamlı olduğumuzu beyan için okuyup, okutacağız![50]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Alak: 96/1-5.

[2] Neml: 27/92.

[3] Buhari, Fedâilü’l-Kur’ân, 18.

[4] Buhari, Fedâilü’l-Kur’ân, 20.

[5] Buhari, Fedâilü’l-Kur’ân, 21.

[6] Buhari, Fedâilü’l-Kur’ân, 36.

[7] Buhari, Fedâilü’l-Kur’ân, 17-36.

[8] Buhari, İ’tisam, 26.

[9] Buharî, Menakıb, 15-25.

[10] Buharî, Fedâili-l-Kur’ân, 34; Muvatta’, Kur’ân, 15.

[11] İbn-i Mâce, Mukaddime, 16.

[12] İbn-i Mâce, Mukaddime, 16.

[13] İbn-i Mâce, Mukaddime, 16.

[14] İbn-i Mâce, Mukaddime, 16.

[15] İbn-i Mâce, Tıb, 28.

[16] Tirmizî, Tahâra, 98; İbn-i Mâce, Tahâra, 105.

[17] Muvatta’, Kur’ân, 15; Ebû Dâvut, Tahâra, 90; Tirmîzi, Tahâra, 112; İbn-i Mâce, Tahâra, 105.

[18] Muvatta’, Kur’ân, 15.

[19] Dârimî, Mukaddime, 46.

[20] Dârimî, Mukaddime, 46.

[21] Dârimî, Mukaddime, 51.

[22] Bundan sonraki bölümler Dârimî, Fedâilü’l-Kur’ân’dan aynen aktarılmıştır.

[23] Müsned, III, 428, 444.

[24] Müsned, II, 325.

[25] Tefsîr’u Kurtubî, Mukaddime, 1/21.

[26] Kettânî, et-Terâtibü’l-İdariyye, II, 280.

[27] Beyyine: 97/2.

[28] Fâtır: 35/29.

[29] Zümer: 39/71.

[30] Bakara: 2/121.

[31] A’raf: 7/175.

[32] Kehf: 18/27; Ankebût: 29/45.

[33] Yûnus: 10/71; Şuarâ: 26/69.

[34] Enfâl: 8/2.

[35] Âl-i İmrân: 3/104.

[36] Meryem: 19/58.

[37] Hacc: 22/72.

[38] Mü’minûn: 23/66-67.

[39] Mü’minûn: 23/105.

[40] Lokman: 31/7; 45 Câsiye 8, 31.

[41] Sebe’: 34/43.

[42] Câsiye: 45/25.

[43] Nisâ: 4/46.

[44] Ahkâf: 46/7.

[45] Kalem: 68/15; Mutaffifîn: 83/13.

[46] İsrâ: 17/107.

[47] Kasas: 28/53.

[48] Ankebût: 29/51.

[49] Ahzâb: 33/34.

[50] Enbiyâ: 21/25.

Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 295-299.


Eserin yazarı: İmam Nevevi Eser: Riyazü-s Salihîn

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Riyazü-s Salihîn

MollaCami.Com