Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
02.Bâzı Faideli Meseleler
Birinci Mesele:
Kurtûbi demiş ki
Bâzı hadislerde iki meleğin, bâzılarında da bir meleğin sorgu için gelmesi, varid olmuştur. Bunda bir tezat yoktur. Zira kişilere göre melek sayıları değişebilir. Bâzılarına şiddet ve korkunun fazla olması için iki melek gelir. Bâzılarına tahfif için yalnız bir tane gelir. -
Bâzı âlimler demişler ki, iki melek gelse bile yalnız biri sorar. «Bir melek gelir» hadisi bu tevil ile yorumlanabilir.
Suyuti diyor ki bu tevil daha isabetlidir. Zira iki meleğin sorgu için geldikleri çok hadislerde vârid olmuştur.
İkinci Mesele:
Yine Kurtûbi demiştir ki: Kabirdeki suâl ve cevap hakkındaki hadisler değişiktir. Bu değişiklik şahıslara göre olmuştur. Bâzıları akaidin bir kısmından sorulur. Bâzıları bütün akaitten sorulur.
Kurtûbi demiş ki; muhtemelen, bu değişiklik bir kısım hadisle-: rin kısa zikredilmesindendir. Başkanı ise aynı hadisi tam zikretmiştir.
Ben diyorum ki, bu ikinci ihtimal daha doğrudur. Çünkü çok hadisler bunu gösterir. Evet o hadislerde hassaten, Ebû Davud'un, Enes (Radıyallahû anh)'den ettiği rivayetinde «Bu sorulardan sonra bir şey sorulmaz» denmektedir. îbn-i Merdüveyh'in rivayetinde de, -Bu sorulardan başka sorulmaz» kaydı yardır.
Bundan anlaşılır ki, mümin akaidin gayrisi olan dini emir ve nehiylerden sorguya çekilmez.
Beyhaki'nin, îkrime tarikiyle, İbn-i Abbas CRadıyallahû anhüma) '-dan rivayet ettiğine göre;
«Allah ehl-i imanı kavli sabit ile, dünyada ve âhirette de tesbit eder (korur),[10] mealindeki -âyet-i kerime hakkında şöyle demiştir t Kavl-i sabit şehâdet kelimesidir. Ölümden sonra kabirlerde o kelime onlardan sorulur.
Bu mesele İkrime'den sorulmuş. O, Peygambere imandan ve tev-hid'den sorguya çekilirler, demiş.
Üçüncü Mesele:
Ben diyorum ki, bir rivayette «Bir oturuşta, ölü üç sefer sorguya çekilir» varid olmuştur. Diğer rivayetlerde ise bu konuda bir şey yoktur. Onlar da evvelki rivayetlere hami edilir. Veya şahıslara göre durum değişiktir. Tâvus'dan rivayet edilen: «ölülerin yedi sefer sorguya çekildikleri» hadisi daha evvel geçti.
Dördüncü Mesele:
Kacli demiş ki; yeryüzünde kalıp defn edilmeyen cenazeler de sorguya çekilirler. Cenâb-ı Hak onları imtihan altında olan bizlerden perdeler. Melek ve şeytanları görmemizi engellediği gibi.
Bâzıları demiş ki; asılan insana hayat geri döner, fakat biz far-kına varmayız; tıpkı bayılmışı ölü zannettiğimiz gibi..
Ve gömülemeyen cenazelerden, soru sorulduğu gibi; kabir yerine hava onu sıkıştırır. Kalbinde iman olan kimse bunu iğrenç görmez.
Parçaları dağılmış cenazelerin durumu da böyledir. Allah, bir kısım, veya tüm parçalarında hayat yaratır. Ve ona soruları tevcih eder.
Îmam'ül-Harameyn'in nakline göre bâzıları demiş ki; bu, Kâlu Belâ'da Allah'ın, Âdem'in zürriyetini konuşturduğu kadar kudretine zor değildir.
Beşinci Mesele:
îbn-i Abdulber, demiştir ki: Kabir suali, ancak mü'mine ve zahiren mü'min görünen münafığa yöneltilir. Kâfir ise, zaten Onun işi bellidir.
Kurtûbi ve îbn-i Kayyim ona muhalif gidip demişler ki, sual hadislerinde, kâfir ve münafığın sorguya çekileceklerine dair sarahat vardır.
Ben Suyûti) diyorum ki, onların dediği, mümkün değil. Çünkü kâfir ve münafık kaydı hiç bir hadîste beraber gelmemiştir. Ancak bazı rivayetlerde, münafık; bazılarında da, onun yerinde kâfir ifadesi vardır. Ve bu kâfir ifadesi münafık mânâsına hamledilir. Çünkü Esma (Radıyallahû anhâ)'nın hadisinde, münafık veya şüpheci ifâdesi vardır. Kâfir kelimesi zikredilmemiştir.
Taberani'den mervi Ebû Hüreyre (Radıyallahû anh)'ın hadisinin sonunda, Hammad ve Ebû Ömer ed-Darir'in sözleri bunu sarahate kavuşturur.
Altıncı Mesele:
Hakim-i Tirmizi demiştir ki: >
«Kabir suali bu ümmete hasdır. Zira önceki kavimlere peygamber gönderilirdi. İman etmeseydiler onlara hemen azab gelirdi.»
Muhammed (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) rahmetle gönderildiği zaman azab kaldırıldı. Kılıç verildi, ta ki kılıç korkusuyla İslam'a girenler olsun, sonra iman kalblerine yerleşsin. Bundandır ki münafıklık ortaya çıkmış. Zahiren imanlı görünüp gizlice kâfir olanlar vardır. Kabirde melekler onları imtihan ederler ki, iç yüzlerini ortaya çıkarsın.»
Bu rivayete karşı çıkanlar var. Kabir suâlinin her ümjnete şamil olduğunu söylemişler. Herbiri, çeşitli delillerle dâvalarını teyicl etmeye çalışmışlar.
İbn-i Abd'ilber demiş ki, «yalnız bu ümmetin sorguya çekileceğine delil şu sözlerdir.» :
Bu ümmet sorguya çekilecektir.» «Bana vahy edildi ki. sizler sorguya çekileceksiniz.»
Yedinci Mesele
Yine Hakîm-i Tirmizi demiştir ki:
«kabirdeki sorgu meleklerine fettanj hırpalayıcı, denilmesinin sebebi, sorgularında kovulma olduğu ve yaradılışları sert ve kaba olduklarmdandır.
Ve onlara Münker ve Nekir (bilinmezler) denilmiş. Çünkü yaradılışları ne insana, ne meleklere, ne hayvanlara, ne de böceklere benzemektedir. Onlar, harika bir yaratıktırlar. Yaralılarında bar kanlara bir ünsiyet, bir alışkanlık olmuyor. Allah onları Berzah âleminde görüş ve sebat için mü'minlere bir ikram olarak yaratmış. Münafıkm ayıplarını haşirde görünmeden önce, ortaya döküyor ki, kabirde azabı hakk etsinler.
Ben diyorum: Bu gösteriyor ki, Münker, «kaf in» üstünüyledir.
Lügatte, kesin olan durum da budur.
Şafiî arkadaşlarımızdan ibn-i Yûnus demiştir ki, mü'minüi sorgusuna gelen iki meleğin ismi Mübeşşer ve Beşir'dir.
Sekizinci Mesele:
Kurtubî demiştir: Eğer denişle aynı anda birbirinden uzaâ yerlerde iki melek nasıl bütün ölüleri sorguya çekebilir?
Cevâbı şudur: Ö meleklerin cismen büyük olmaları bunu gerektirir. Bir toplulukta aynı anda çok kişileri tek konuşma ile sorguya çekerler. Her ölü zanneder ki o sorgu yalnız ona mahsustur. Allah Teâla onu diğer ölülerin cevâbını işitmekten men eder.
Ben derim: Hafaza ve diğer görevli meleklerin çokluğu gibi, sor-
güya hazırlanan meleklerinde çokluğu muhtemeldir.
Sonra arkadaşlarımızdan, Hüleymiyi, bu ihtimali kabul ettiğini gördüm. O «Minhac»ında şöyle demiştir:
Bana öyle geliyor ki, sorgu melekleri büyük bir cemaattırlar. Bâzılarına Münker, bazılarına da Nekir denilir. Her ölüye onlardan iki melek gönderilir Tıpkı amellerini yazmaya müekkel meleklerin iki olduğu gibi...
Dokuzuncu Mesele:
Mü'min için kabrin genişliği hakkında geçen hadisler değişiktirler. Fakat aralarında çelişki yoktur. Çünkü, bu, mü'minin, salih-likteki derecesine göre, değişir.
Onuncu Mesele .
Asrın Hafızı Şeyhül-Islam Ebü'1-Fadl ibn-i Hacer'den sorulmuş bazı sorulur.
Birinci soru Ölü oturarak mı sorguya çekilir, yoksa yatarak mı? Cevap i Oturduğu halde sorulur.
İkinci soruş Ruh, eskiden vücût elbisesini'giydiği gibi, kabirde yine cesedin içine girer mi?
Cevap: Evet girer. Fakat, bu konudaki rivayetlerin açıklan, ruhun vücudun üst kısmına girdiğini gösterir.
Üçüncü soru: Ölü peygamberi kabrinde görür mü?
Cevap : Sözü delil olmayan bâzılarının iddiasından başka bir hadis yoktur. Yalnız bâzı hadislerde, «Bu adam hakkında ne diyorsun?» ifadesi vardır. Yani, Kabirde Peygambere işaret edilmiştir. Demek ölü Peygamberi görür.
Bunda da bir delil yoktur. Çünkü zihinde hazır olan birisine işaret olabilir.
Dördüncü soru: Çocuklar kabirde sorguya çekilir mi?
Cevap: Açık odur ki, mükellef olmayanlar sorguya çekilmezler.
İbn-i Kayyim demiştir ki: Hadisler sorgu anında ruhun cesede iade edildiğini tasrih ederler. Fakat bu iade ile, bizim alıştığımız, mutad hayat elde edilmez ki, ruh bedenin idare ve tedbiriyle uğraşıp yemek ve içmeye muhtaç olsun. Bu iade ile ancak, bir çeşit hayat elde edilir ki, onunla sorguya çekilir, imtihan edilir.
Nasıl ki, yatanın hayatı, uyanığın hayatından değişik bir şeydir. Ve, uyku ölümün kardeşidir. Ve uyuyana hayatsızdır dedirtmiyor. Öyle de, ruhun iadesinde Ölünün hayatı, dirinin hayatından başka bir şeydir. O, öyle bir hayattır ki, sahibine ölü dedirtmeye mani değildir. O, ölüm ile hayat arası bir şeydir. Uyku ikisinin arasında bir derece olduğu gibi...
Hadis, ruhun devamlı olarak vücutta, kaldığını göstermiyor. Ancak, ruhun misalinin, devamlı olarak kabirle ilişkisi olduğunu gösteriyor. Vücût, çözülse, parçalansa, dağılsa da...
İbn-i Teymiyye de demiştir ki
Sual vaktinde ruhun bedene iade edildiğine dair, hadisi mü-tevâtirdirler.
Ruhsuz olarak, bedenin sorguya çekildiği, bir gurubun görüşüdür, îbn-i Zağuni onlardandır...
Bu görüş, îbn-i Cerir'den de anlatılmış. Cumhur Onu reddetmiş. Bunlara karşı da ruhun bedensiz olarak sorguya çekildiğini söylemişler. İbn-i Hazm, ibn-i Akil, ve ibn-i Cevzi gibi zatlar, bunu söylemişler. Fakat bu yanlıştır. Çünkü, öyle olsaydı sorgunun kabirle hiç bir ilişkisi olmazdı. .
Onbirinci Mesele:
Kâfii'nin, «Ravz-er-Reyyahîn» adlı kitabında, Şakik el-Belhi'den rivayet ettiğine göre şöyle demjştir:
Biz beş şey istedik. Onları beş şey içinde bulduk. Günahları ter-ketmek istedik. Onu kuşluk namazında bulduk. Kabrin aydınlanmasını istedik. Onu gece namazında bulduk. Münker ve Nekir'e cevap
vermeyi istedik. Onu da Kur'an kıraatinde bulduk. Sırat köprüsünden geçmeyi istedik. Onu da oruç ve sadaka da bulduk... Arşın gölgesini arzu ettik. Onu, inziva ve halvette gördük (bulduk.)
Onikinci Mesele:
îsfehâni, «Tergib»te, Ebû Hedbe tarikiyle, Es'as el-Harrani'den o da Enes (Radıyallahû anh) 'dan merfûan rivayet ettiğine göre:
«Kim sarhoş olarak dünyadan ayrılsa, sarhoş olarak kabre konulur.»
Ebü'1-Fadl et-Tusi «Uyun'ül-Ahbar»da Ebu Hedbe yoluyla Enes (Radıyallahû anh)'dan rivayetinde şu kayıd da vardır:
«O, ölüm meleğini sarhoş diye görür. Münker ve Nekiri de sarhoş diye görür.»
On üç üncü Mesele:
Üstadımız Şeyhülislam Alâmüddin el-Belkîni'nin «Fetâva»sinde şöyle denmiştir:
Ölü kabirde, suryanice cevap verir. Ben bunun için bir dayanak görmedim. Bu Hafız îbn-i Hacer'den de sorulmuş. O, hadisin zahiri sual ve cevabın Arapça olduğunu gösteriyor, demiş. Ve bununla beraber, herkesin soru ve cevabı kendi, lisaniyle olması muhtemel olduğunu, söylemiş.
OndördüncüMesele:
Hanefiler'den olan Bezzazi, Fetevasında şöyle demiştir:
Sual, ölünün yerleştiği yerde olur. Hatta, vahşi bir hayvanın karnına girse, sual orda olur. Tabutta, defn edilmeden kaldığı müddetçe sorguya çekilmez. [11]
Eserin yazarı: Celaleddin Es-Suyuti Eser: KABİR ALEMİ
KABİR ALEMİ
- 01.Mütercimin Mukaddimesi
- 02.İmamî Süyûti'nîn Hayatî, Eserleri Ve Hizmetleri
- 03.Mukaddime
- 04.Ölümün Başlangıcı
- 05.Mal Ve Vücuda Bir Zarar Geldiğî Zaman Ölümü İstemek
- 06.Allah'a İtaat İle Geçen Uzun Ömrün Üstünlükleri
- 07.Dînî Bir Fitne Korkusundan Dolayı Ölümü İstemek
- 08.Ölümün Üstünlükleri
- 09.Ölümü Anmak Ve Ona Hazırlanmak
- 10.Ölümü Zikretmeye Yardımcı Olan Şeyler
- 11.Allah'a Hüsnü Zan Etmek Ve Ondan Korkmak
- 12.Ölüm Elçisi
- 13.İyi Sonucun Alametleri
- 14.Ölümün Yaklaşması, Ölümün Keyfiyeti Ve Zorluğu
- 15.Ölüm Hastalığında İnsanın Diyeceği Şeyler
- 16.Ölüm Meleği Ve Yardımcıları Hakkında Gelen Hadisler
- 17.Eceller Her Sene Tayin Edilir
- 18.Ölünün Başında Duran Melek Ve Ruhaniler
- 19.Ölenin Ruhunu Dîğer Ruhların Karşılamaları
- 20.Ölünün Kendisini Yıkayanı, Teçhiz Edeni Tanıması
- 21.Meleklerin Cenazelerle Yürümesi Ve Söyledikleri Şeyler
- 22.Yer Ve Göğün Ölen Mümine Ağlaması
- 23.İnsanin, Yaratıldığı Toprağa Defnedilmesi
- 24.Defin Ve Telkinde Söylenecek Sözler
- 25.Kabir Herkese Daralır
- 26.Kabir
- 01.Kabir Fitnesi Ve Meleklerin Soruları
- 02.Bâzı Faideli Meseleler
- 03.Kabirde Sorguya Çekilmeyenler
- 04.Kabrin Korkunçluğu, Mümine Kolaylığı Ve Genişliği
- 05.Kabir Azabı
- 06.Kabir Azabından Kurtaran Şeyler
- 07.Ölülerin Kabirdeki Halleri Ve Kabre Alışmaları
- 08.Kabir Ziyareti, Ölülerin Ziyaretçileri Tanıması
- 09.Mühim Bîr Mesele
- 27.Ruhların Makarrı = Berzah Âlemi
- 28.Her Gün Ölünün Cennet Veya Cehennemdeki Yeri Ona Gösterilir
- 29.Dirilerin Amelleri Ölülere Arzedîlir
- 30.Ruhu Güzel Makamından Alıkoyan Şey
- 31.Vasiyyet Etme
- 32.Ölüler İle Dirilerin Ruhları Rüyada Görüşür
- 33.Ölüleri Rüyada Gören Ve Hallerini Sorup Öğrenenlerden Bir Miktar Rivayetler
- 34.Ölüler Dirilerin Sövmesinden Eziyet Görürler
- 35.Ölü Üzerine Ağlamakla Eziyet Görür
- 36.Ölünün Kendilerinden Eziyet Gördüğü Diğer Şeyler
- 37.Muhfaza Melekler, Kabri Terketmezler
- 38.Kabirde Ölüye Menfaat Veren Şeyler
- 39.Ölüye Veya Kabrin Üzerine Kur'an Okuma
- 40.Ölü İçin En Güzel Olan Vakitler
- 41.Ölümden Hemen Sonra Cennete Girmeğe Vesile Olan Ameller
- 42.Peygamberler Ve Onlar Gibi Olanlardan Başka Diğer Ölülerin Cesetleri
- 43.Ruhla İlgili Bâzı Meseleler Hakkında Bir Hatime