Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

B.1. Adamın Biri Fıkraları


Su Kabı

Adamın biri yabancı bir şehirde, bir evin kapısını çalarak şu ricada bulunur :
-Pek susadım, buralarda su bulamadım, lütfen bana bir bardak su verir misiniz?
Kapıyı açan çocuk, adamın yüzüne bakarak, kısa bir tereddütten sonra :
-İstersen ayran getireyim, der.
Adam bu teklifi teşekkürle kabul ettikten az sonra, çocuk bir çanak ayran getirir.
Adam ayranı içtikten sonra çocuk :
-İstersen daha getireyim,der.
-Zahmet olur yavrum.
-Hayır, zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik!
Bunun üzerine, adam iğrenerek, elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı koparır :
-Anne, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı!

Hasta Başında Katliam

Yaşlı Fred, hastaneye kaldırılmış. Ailesi, aile papazini da kendilerine eslik etmesi ve gereği halinde görevini yapması için çağırmış.
Papaz ve aile efradı yatağın etrafında beklerken, Fred'in durumu aniden kötüleşmiş. Yatağından yari doğrularak, el işaretleri ile yazacak bir şeyler istemiş.
Papaz, anlayışlı bir şekilde, Fred'e bir kağıt e bir kalem uzatmış. Fred titreyen ellerle hızlı hızlı kağıda bir şeyler yazıp kağıdı papaza uzatmış ve aniden ölmüş. Papaz, böyle acili bir anda kağıttakileri okumanın doğru olmayacağını düşünerek kağıdı cebine sokmuş.
Birkaç gün sonra, Fred'in cenazesi sırasında, Fred'in verdiği kağıdın cebinde olduğunu hatırlamış. Cenazenin gömülmesinden hemen önce, Papaz ileri çıkarak: "Sevgili Fred, ölmeden hemen önce benden kağıt isteyerek bir şeyler yazdı. Zamanı uygun olmadığı için o anda bakmadım fakat simdi, hepinizin önünde bu notu okumak istiyorum" demiş ve cebinden kağıdı çıkararak yüksek sesle okumuş:
"Lütfen bir adim sola çekil. Oksijen hortumuma basıyorsun!"

İhtiyar Kızılderili

Film ekibi, sahra çölünün kızgın güneşi altında çekim yapmaktadır. Zor şartlar altında çalışırlarken, ihtiyar bir Kızılderili sete doğru yaklaşır ve yönetmenin yanına giderek şöyle der, "...Yağmur, yarın !" ve gider... Şaşıran yönetmen, ertesi gün yağan yağmuru hayretle izler. Bu sırada ihtiyar Kızılderili yine gelir, "..Fırtına, yarin!" der ve aniden uzaklaşır. Gerçekten de müthiş bir fırtına çıkar ve çölü birbirine katar. Yönetmen emreder, "Çabuk bana o Kızılderiliyi getirin! istediği parayı verin. O olmazsa biz bu filmi bitiremeyiz!". Adamlar, Kızılderiliyi bulur ancak yaslı apaçi bir turlu razı olmaz. En sonunda teklif edilen bir milyon doları reddedemez ve adamlarla birlikte kampa gelir. 1 ay boyunca, ihtiyar Kızılderili'nin söylediği her şey tutar, yağmur der yağmur, çöl fırtınası der, çöl fırtınası, kavurucu sıcak der, kavurucu sıcak...Yönetmen gayet memnun mesut durumda filmi çekmeye devam eder. Derken bir gün yaslı Kızılderili susar ve hiçbir şey söylemez. Yönetmen, 'nasıl olsa geçer' diye düşünerek bekler. 1 gün, 2 gün, 1 hafta, 1 ay derken yönetmenin sabrı tasar ve Kızılderili'yi bir kenara çekerek öfkeyle sorar, "Bana bak! sana bu is için dünyanın parasını ödedim! bir an önce marifetlerini göstermeye başlamazsan seni buradan atacağım!". Kızılderili omuzlarını silker, "..Radyo, kırıldı!"...


Eser: FIKRALAR

  • Yeni Ekle
Yorumlar (1)