Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

Mürşid

Kimin ki, Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e
bağlılığı gerçekten sabit olursa, Allah Resulü ona
bir zırh giydirir, başına bir miğfer çeker, kendi
kılıcını kuşatır. Kendi edep ve terbiyesinden, kendi
şemailinden, kendi ahlâkından ona bir şeyler tahsis
eder. Kendi elbiselerinden bazılarını ona bizzat
giydirir. Daha sonra da, ümmeti içinde onu
kendisine vekil, rehber ve ümmetini Allah yoluna
davetçi yapar. Böylece o da, Allah Resulüne
vekaleten, Muhammed ümmetinin içinde, Allah’a
götüren kılavuz ve davetçi olur.
Kalbini bir mescit yap. Orada, Allah’tan başka
hiçbir şeye yer verme. Nitekim Allah, şöyle
buyurur:
- Hakikatte mescitler, Allah’ındır. Onun için, Allah
ile birlikte hiçbir şeye tapmayın, (Cin, 72:18).
Kalbini bir mescit yaptığı ve orada Allah’tan başka
hiçbir şeye yer vermediği zaman, bir kulun derecesi
yükselir. İslam’dan imana, imandan sarsılmaz bilgi
ve inanca, oradan marifete, marifetten ilme,
ilimden muhabbete, muhabbetten mahbubiyete
yükselir. Daha sonra ise, talep eden ve arayan
durumundan, talep olunan ve aranan durumuna
yükselir. Kalp aynası saflaşmış, temizlenmiştir.
Peygamberinin daimi uyanıklık haline vâris
olmuştur. Zira Allah Resulünün gözleri uyurdu,
fakat kalbi asla uyumazdı. Önünü gördüğü gibi,
arkasını da görürdü.
Her insanın uyanıklığı kendi halincedir. Hiçbir
kimse, Resulullah Efendimizin uyanıklığı
seviyesine erişemez. Gene hiçbir kimse, Allah
Resulünün hususiyetlerine denk hususiyet sahibi
olmaya muktedir olamaz. Şu var ki, onun
ümmetinin abdalları ile velileri, ondan kalan
yiyeceklerle içeceklerin üzerine gelirler.
Mürid’e behemehal bir kılavuz, bir rehber lâzımdır.
Zira o öyle bir çöldedir ki, orada akrepler, yılanlar,
âfetler vardır. Susuzluk vardır. Yırtıcı, vahşi
hayvanlar vardır. İşte kılavuz, onu bu âfetlerden
korur. Su bulunan yerleri gösterir. Meyvalı
ağaçların bulunduğu bölgelere götürür. Halbuki tek
başına, kılavuzsuz olduğu takdirde, yırtıcı
hayvanların, akreplerin, yılanların, âfetlerin
bulunduğu bölgelere düşer. Perişan olur, mahvolur.
Allah yolunda bir rehber bulduğun an, ona hemen
yapış. Hiç şüphe yok ki, mânâ onun dışında
değildir, içindedir. Onun çevrendeki bütün diğer
insanlardan daha faziletli ve üstün bil. Her yönüyle
mürşidine bağlı ol.
Ey gerçeklerden kaçan kişi! Bana yılda bir defa,
ayda bir defa yahut haftada bir defa uğramazsın.
Gel. Haftada, yahut ayda, yahut yılda bir defa olsun
bana uğra. Hem de bomboş olarak. Sakın bir şey
istediğimi sanma. Bir şey getirme. Gel. Benim
meclisimden alacağını, karşılıksız olarak al. Bugün
benden aldığın bir şey, yarın milyon olur.
Ben senin yükünü yükleniyorum. Sen sanıyorsun
ki, buna karşılık ben de yükümü sana
yükleyeceğim. Hayır, öyle değil. Sana hiçbir şey
yüklemeyeceğim. Aziz ve Celil olan Allah bana
yeter.
Benden bir kelime öğrenmek için, bin senelik
mesafede olsan bile gelmelisin. Kaldı ki, aramızda
sadece birkaç adımlık bir uzaklık var.


Eserin yazarı: Abdülkadir Geylani Eser: Fethü´r Rabbani

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fethü´r Rabbani

MollaCami.Com