Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

NİKÂHLANMASI HARAM OLAN KADINLAR

1095 Kur'an-ı Kerim'de: "Babalarınızla evlenmiş olan kadınlarla evlenmeyin. Ancak (cahiliye devrinde geçen) geçmiştir. Şüphe yok ki o bir hayasızlıktır. (Allah'ın en büyük) hışmına bir sebepti. O ne kötü bir yoldu. Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, birader kızları, hemşire kızları, sizi emziren (süt) analarınız, süt hemşireleriniz (süt kardeşleriniz), karılarınızın anaları, kendileriyle (zifafa) girdiğiniz karılarınızdan olup, himayenizde bulunan üvey kızlarınız(la evlenmeniz) size haram edildi. Eğer onlarla (üvey kızlarınızın analarıyla) zifafa girmemişseniz (onlarla evlenmenizde) size bir beis yok. Kendi sülbünüzden gelmiş oğullarınızın karıları (ile evlenmeniz) ve iki kız kardeşi de birlikte almanız da (keza haram edildi). Ancak (cahiliyet devrinde) geçen geçmiştir. Çünkü, Allah hakikaten yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir. (Harb esiri olarak) Sağ ellerinizin malik olduğunuz kadınlar (Tesserri akdi ile aldığınız cariyeler) müstesna olmak üzere, diğer bütün kocalı kadınlar (la evlenmeniz de size haram edildi. Bu hürmetler, hududlar) üzerinize Allah'ın farzı olarak (yazılmıştır). Onlardan maadası ise-namuslu ve zinaya sapmamış (insanlar) halinde (yaşamanız şartıyle) mallarınızla (Mehir vermek ve cariye satın almak suretiyle) arayıb nikâhlanmanız için size helal edildi. O halde onlardan hangisiyle faidelendiyseniz ücretini takdir edildiği vech ile verin!.. O mehrin miktarını tayin ettikten sonra aranızda gönül hoşluğu ile uyuştuğunuz şey (miktar) hakkında üstünüze bir vebal yoktur. Şüphesiz ki Allah hakkıylae bilicidir, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir."(35) hükmü beyan buyurulmuştur.



1096 NESEB SEBEBİ İLE NİKÂHLARI HARAM OLANLAR: Neseb sebebiyle nikâhları haram olan kadınlar şunlardır: Analar, kızlar, kız kardeşler, halalar, teyzeler, erkek kardeşlerin kızları ve kız kardeşlerin kızları!.. Bunlarla nikâhlanmak ve cima etmek ebediyyen haramdır. Anneler: Bundan kasıd; erkeğin kendi annesi ile baba ve anne tarafından ne kadar yukarıya çıkarsa çıksın, bütün büyük annelerdir. Kızlar: Bir kimsenin kendi sülbünden gelen kızları ile oğullarının ve kızlarının kızları ve ne kadar aşağı inerse insin bunların da kızlarıdır. Kız kardeşler: Baba-ana bir kız kardeşler, baba bir kız kardeşler ve ana bir kız kardeşlerdir. Erkek kardeş kızları ve kız kardeş kızları: yani yeğenler!.. Bunlar da ne kadar aşağı inerse insin, nikâhları haramdır. Halalar: Halalar üç kısımdır.



a) Anne-Baba bir halalar

b) Baba bir halalar

c) Anne bir halalar!..



Kezâ babanın, dedenin, annenin ve büyük annenin halaları da, her ne kadar yukarı çıkarsa çıksın, hala hükmündedir. Teyzeler: Baba-ana bir teyzeler, baba bir teyzeler, ana bir teyzeler, babaların teyzeleri ve annelerin teyzeleri haramdır. Serahsi'nin Muhıyt'inde de böyledir.(36)



1097 SÜT SEBEBİYLE NİKÂHLARI HARAM OLANLAR: Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Nesebten dolayı haram olan şey, redâ'dan (Süt emmeden) dolayı da haram olur"(37) buyurduğu bilinmektedir. Hanefi fukahası: "Emzirenin sütünün, emen kimsenin midesine az veya çok olarak varması halinde, nikâhlanma haramlığı meydana gelir. Az'dan maksad; sütün mideye ulaştığının bilinmesidir."(38) hükmünde müttefiktir. Ancak süt emmenin de belirli bir süresi vardır. Resûl-i Ekrem (sav): "Çocuğu sütten kestikten sonra, süt kardeşliği olmaz"(39) buyurmuştur. Süt emme vakti; İmam-ı Azam Ebû Hanife (rh. a)'ye göre otuz ay (iki buçuk yıl), İmameyn'e göre yirmi dört ay (İki yıl)'dır. Süt emme vakti geçtikten sonra; süt emmekten dolayı nikâhlanma haramlığı meydana gelmez. Meselâ; üç yaşındaki bir çocuk, herhangi bir kadını emse, o kadın süt anne hükmünde değildir. Ancak, süt çocuk için helâl kılınmıştır. Mükellef olan bir kimse, herhangi bir kadının sütünü emse, haram işlemiş olur. Zira süt, insanın cüz'ü hükmündedir. İnsanın bir cüzünü yemek ise, haramdır.(40)



1098 SIHRİYYET SEBEBİ İLE NİKÂHLARI HARAM OLAN KADINLAR: Sıhriyet (Damadlık) sebebiyle nikâhları haram olan kadınlar dört kısımdır.



A) Karılarının anneleri (Kayınvalide) ile; baba ve anne cihetinden onların ne kadar yukarı olursa olsun büyük anneleridir.

B) Bir erkek; karısının kızları ve bunların da, her ne kadar aşağı inerse insin kızlarını, alamaz. Ancak bu hükümde; bu erkeğin karısı ile (ki bu kadın o kızların annesidir) cima etmiş olması şarttır. Hâvil Kudsi'de de böyledir. Karısının kızlarının, bu adamın yanında olup-olmaması da müsavidir. Kadıhan'ın Camiû's Sağir Şerhi'nde de böyledir. Alimlerimiz, bir adamın karısının, başka kocasından olan kızının da (Kızlığı, üvey kızı) haramlığı hususunda halveti de cim'a makamında kabul etmişlerdir.

C) Bir kimsenin; oğlunun, oğlunun oğlunun, kızının oğlunun-kendileriyle halen nikâhlı bulunmayan- karılarını alması da haramdır. Bunla ne kadar aşağı giderse gitsin ve karılarına cima yapmış olsunlar veya olmasınlar, bu kadınlarla o kimsenin nikâhlanması haramdır. Ancak oğulluğunun ayrılmış olan karısı müstesnadır. Serahsi'nin Muhıyt'inde de böyledir.

D) Baba ve anne tarafından, büyük babaların ne kadar yukarı giderse gitsin, onların babalarının karılarını nikâhlamak ve cim'a etmek de ebediyyen haramdır. Havi'l Kudsi'de de böyledir.(41)



1099 DÖRTTEN FAZLA YABANCI KADINI BİR KİŞİNİN NİKÂHI ALTINDA TOPLAMASI: Molla Hüsrev: "Hür erkek için; hür kadınlardan ve cariyelerden ancak dört kadının nikâhı sahihtir. Yani, hür erkeğin dörtten fazla kadını nikâhında bulundurması caiz olmaz. Çünkü, Allahû Teâla (cc): "Kadınlardan hoşunuza gideni, ikişer, üçer ve dörder olmak üzere nikâhlayın" (En Nisâ Sûresi: 3) ayet-i kerimesiyle açıklamıştır. Şu halde, adet üzere tahsis, o kimse için daha fazlayı meneder"(42) hükmünü beyan eder. İslâm uleması; nikâhın, ümmet-i Muhammed'in çoğalmasına ve şirke karşı güçlü hale gelmesine vesile olduğunu esas olarak, bu noktadan ibadet hükmünde olduğunu beyan etmiştir.(43) Fetava-ı Hindiyye'de "Hür erkeklerin, hür kadınlardan veya cariyelerden dördü ile evlenebilme hakları vardır. Hidaye'de de böyledir. Bir köle, hür veya cariyelerden iki kadınla evlenebilir. Bahru-r Raik'te de böyledir. Bir kimse arka arkaya beş kadını nikâhlamış olsa, önceki dört kadının nikâhı caiz olur, beşincisinin nikâhı caiz olmaz"(44) hükmü kayıtlıdır.



1100 BİRBİRİNİN MAHREMİ OLAN KADINLARI BİR NİKÂHTA TOPLAMAK: Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Kim Allah'a ve ahiret gününe iman etmişse, suyunu iki kız kardeşin rahiminde birleştirmesin"(45) buyurduğu sabittir. Hanefi fûkahası: "Bir kimse, iki kız kardeşi, aynı anda nikâhı altında birleştiremez. Birbirinin kız kardeşi olan iki cariyenin arası da cim'a ile cem edilemez. Bunların kardeşliğinin neseb yönünden veya süt emme yönünden olması müsavidir. Bir kimsenin karısı ile, onun neseb veya süt emme yönünden halasını veya teyzesini nikâhı altında birleştirmesi caiz olmaz"(46) hükmünde müttefiktir.



1101 CARİYE'Yİ HÜR KADIN ÜZERİNE ALMAK VEYA BUNLARI BİR ARADA ALMAK: Hanefi fûkahası; hür kadınla evli olan kimsenin, cariye ile evlenemeyeceğini esas almıştır.(47) Zira kefaet (denklik) noktasından hür kadın daha üstündür. Resûl-i Ekrem (sav): "Cariye; hür kadın üzerine alınmaz"(48) buyurmuştur. Ancak önce teserri akdi ile cariye alır, daha sonra da hür bir kadını nikâhlarsa bu sahih olur.



1102 BAŞKALARININ HAKKI SEBEBİYLE NİKÂHI HARAM OLAN KADINLAR: Bir kimsenin; başka birisinin nikâhı altında bulunan kadını nikâhlaması caiz değildir. Kezâ, iddet beklemekte bulunan kadını nikâhlamak da sahih olmaz. Bu iddet'in; boşanmaktan, ölümden, fasid nikâhtan veya şüpheli nikâhtan olması halleri de musavidir. Yani, ne sebeble olursa olsun, iddet beklemekte olan kadın nikâhlanamaz.(49)



1103 ŞİRK SEBEBİYLE NİKÂHI HARAM OLAN KADINLAR: Kur'an-ı Kerim'de: 'Ey Mü'minler, Allah'a eş tanıyan (Şirk koşan) kadınlarla, onlar iman edinceye kadar evlenmeyin. İman eden bir cariye; müşrik bir kadından (bu sizin hoşunuza gitmese de) elbette daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de, onlar iman edinceye kadar (müm'in kadınları) nikâhlamayın. Mü'min bir kul, müşrikten elbette hayırlıdır. Onlar (Müşrikler) sizi cehenneme çağırırlar. Allahû Teâla ise, kendi iradesiyle Cennet'e ve mağfirete çağırır. Allah, insanlara ayetlerini apaçık söyler. Ta ki, iyice düşünüp ibret alsınlar."(50) hükmü beyan buyurulmuştur. Dürri'l Muhtar'da: "Veseni bir kadını nikâh etmek, bi'licma haramdır" hükmü kayıtlıdır. İbn-i Abidin bu metni şerhederken "Veseni kelimesi, "Vesen"e tapmaya nisbet edilmiştir. Vesen cüssesi olan, yani insan suretinde ağaçtan, taştan veya gümüşten, cevherden oyulan heykeldir. Cem'i evsen gelir. Sanem ise, cüssesiz surettir. Lugat ûlemasından birçokları, aralarında böyle fark yapmışlardır. Bazıları aralarında fark olmadığını söylemiş, birtakımları da suretten başkasına vesen denileceğini bildirmişlerdir. Bidaye'de böyle denilmiştir. Nehir. Fetih'te beyan edildiğine göre; güneşe, yıldızlara ve beğendikleri suretlere tapanlarla, muattile (Allah (cc)'ın sıfatlarını inkar eden fırka) Zındıklar, Batıniler, ibahacılar da ev sane tapanlara dahildir. Veciz şerhinde: "İtikad edenlerin kâfir sayıldığı her mezhep, evsane (heykele) tapanlara dahildir." denilmiştir. Ben derim ki; bu Dürzilere, Nusayrilere ve Teyamine'ye de şamildir. Onlardan da kız alıp-vermek ve kestiklerini yemek caiz değildir. Çünkü semavi kitapları yoktur" buyurmaktadır. Şimdi soralım; başta komünizm olmak üzere değişik ideolojilere itikad eden kimselerin semavi bir kitapları mı vardır? Her ideoloji mensubu, o ideolojinin kurucusunun heykeli önünde ibadetini edâ eder!.. Mü'min bir kızın; küfür ideolojilerinden herhangi birine itikad eden velisi (Babası veya yakını) "Velâyet" hakkını kaybeder. İmam-ı Merginani: "Kâfirin mü'min üzerinde velâyet hakkı yoktur. Çünkü, Allahû Teâla (cc) buyurdu ki: "Elbette Allah, ebedi olarak kâfirler için mü'minler üzerine bir yol kılmayacaktır." (En Nisâ Suresi: 141) Bundan dolayı kâfirin, müslümanla ilgili şehadeti kabul olunmaz"(52) hükmünü zikreder!.. Feteva-ı Hindiyye'de: "Mecusilerin ve vesenilerin nikâhları caiz olmaz. Siracû'l Vehhac'ta da böyledir. Putlara tapanlar, güneşe ve yıldızlara ibadet edenler, güzel resimler (suretler) yapıp onlara tapanlar ile zenadike, batiniyye, ibahiye ve saire gibi, itikaden küfür olan bütün mezheplerin mensupları da nikâhı caiz olmayanlara dahildirler. Fethû'l Kadir'de de böyledir. Müşrik ve mecûsi olan bir Cariye'de, mülk-i yemin (Teserri akdi) olması sebebiyle cim'a edilemez. Müslüman erkeklerin; harbi veya zimmi, hür veya cariye olsun, ehl-i kitab olan kadınlarla nikâhlanmaları caizdir. Serahsi'nin Muhıyt'inde de böyledir. Bu hususta evlâ olan ise; böyle yapmamak, yani bunları nikâhlamamak ve zaruret olmadıkça kestiklerini yememektir. Fethû'l Kadir'de de böyledir."(53) hükmü kayıtlıdır.



1104 TALAK SEBEBİYLE NİKÂHI HARAM OLANLAR: Kur'an-ı Kerim'de: "Boşanma (Talak) iki defadır. (Ondan sonrası) ya iyilikle tutmak, ya güzellikle salıvermektir. Onlara (Kadınlara) verdiğiniz şeyi (mehri) geri almanız size helâl olmaz"(54) hükmü beyan buyurulmuştur. Hanefi fûkahası: "Bir kimsenin; üç talakla boşadığı hür bir kadını, o kadın başka bir erkekle tezevvüc etmeden geri alması helal olmaz"(55) hükmünde ittifak etmiştir.



1105 BU HUSUSLARLA İLGİLİ DİĞER MESELELER: Mut'a nikâhı batıldır.(56) Evlenilmesi meşru olan bir kadına: "Şu mal karşılığında, senin kadınlık yönlerinden bir ay süreyle faydalanayım" gibi bir teklifle ve karşı taraftan da müsbet cevapla teşekkül eden bu nikâh, ehl-i sünet ve'l cemaatin müçtehid imamları indinde batıldır. Resûl-i Ekrem (sav) mut'ayı haram kılarak şöyle buyurmuştur. "Ey insanlar, size mut'a nikâhı için izin vermiştim. Dikkat ediniz, şüphesiz Allahû Teâla (cc) mut'a nikâhını kıyamet gününe kadar haram kılmıştır."(57) İmam-ı Malik (Rh.a)'in Hz. Ali (ra)'den sağlam bir senedle rivayet ettiğine göre, Hz. Ali (ra): "Resûl-i Ekrem (sav) kadınlarla mut'a nikâhı yapmayı ve ehl-i eşek etini yemeyi yasakladı"(58) buyurmuştur. Esasen mut'a nikâhı; herhangi bir talak sözkonusu olmadan kendiliğinden ortadan kalkan (süre dolar-dolmaz) ve taraflar arasında miras sözkonusu olmayan bir evlilik şeklidir.(59) Mut'a nikâhına, birçok yönüyle benzeyen "Muvakkat (Geçici) nikâhda" batıldır.(60)




Eserin yazarı: Yusuf Kerimoğlu Eser: EMANET VE EHLİYET

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

EMANET VE EHLİYET

MollaCami.Com